Akçakoca hem coğrafi hem de tarihi olarak Türkiye’nin nadide güzellikte olan bir şirin ilçesi. İsmini Osmanlı’nın kurucusu olan Osman Bey’in oğlu Orhan Gazi’nin silah arkadaşı AKÇAKOCA BEY’ den alıyor.
Türklerin ilk olarak Akçakoca yerleşim tarihi, 1086 yılında yani Alparslan’ın Malazgirt Zaferi’nden 15 yıl sonrasına dayanıyor.
Bugün Göktepe Köyü sınırları içerisinde CUMAYANI denen mevkide Horasan’dan gelen Kara Secaattin isimli ,bir rivayete göre Alperen olan bir rivayete göre de dağda dervişlik yapan Ahmet Dede’nin şehirde ayakkabıcılık yapan kardeşinin kurduğu tekke etrafında oluşmuş bir şehir Akçakoca.
Kınık,Koçar,Koçullu,Ketmenli,Aftunçay,Dadalı,Beyören,Balatlı,Gebekese ve Yeşilköy (Vakıf) ilk kurulan köyler.
Şehir merkezi ise Kızlarağası Çarşısı,Çuhallı Çarşısı ve Yukarı Mahalle olarak 3 yerleşimden oluşuyor.Cumhuriyet tarihine kadar Akçaşehir olan ismi daha sonra Akçakoca olarak değiştiriliyor.
Osmanlı’nın kuruluşunu görmüş ve Orhan Gazi gibi bir padişahın yakın arkadaşı olan bir çok şehirler fethetmiş Akçakoca Bey’in ismini yaşatan tek şehir Akçakoca.
Akçakoca Bey hakkında ne kadar bilgi sahibiyiz? Kabri nerede? diye bir soru sorsak ,acaba kaç Akçakocalı doğru cevabı bilebilir?
Akçakoca’ya ilk yerleşimimiz 1086.Bulunduğumuz yüzyıl içerisinde yani 2086’da biz göremesek de çocuklarımız, torunlarımız 1000.yılı görecekler.
1000 yıla yakındır bizim olan bu topraklarda hangi eserimizi gelecek nesillere aktarabileceğiz?
Tarihi bu kadar eski olan şehirler,sadece tarihlerini canlı tutmakla ekonomilerini de turizmle ayakta tutuyorlar.
Beyşehir,Safranbolu,Eskipazar,Göynük ,Mudurnu ve Antalya Kaleiçi Evleri gibi Yukarı Mahalle’deki evlerimizi de turizme kazandıramaz mıyız?
Zannedersem bu konu da ‘Anıtlar Yüksek Kurulu’ ve Turizm Bakanlığı ile ortak bir proje gerekiyor.
Çuhallı Çarşısında restore ettirilen ‘Özkök Sanat Evi’ bu konuda örnek bir çalışma olmuş.Emeği geçenlere teşekkür etmek hepimizin borcu.
CUMAYANI’ndaki tarihi cami ve türbe ‘Cumayanı Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği’nin çalışmaları ile restore edildi.Bu konuda fedakar çalışmalar yapan Hüseyin Denizgez Ağabeye de buradan teşekkürlerimi sunuyorum.Fakat yine aynı yerde bulunan ve bir ‘Selçuklu’ eseri olan tarihi hamam kalıntısı neredeyse tamamen yok olmak üzere.
Sadece Selçuklu ve Osmanlı eserleri değil,’Ceneviz Kalesi’ de gelecek nesilleri göremeyecek gibi.
Akçakoca için belki bir çok yatırım yapılabilir; yolarımız asfalt olabilir,sanayimiz gelişebilir,çok katlı otellerimiz sahili bir bir kaplayabilir ama restore edilemeyip de yıkılıp kaybolan bir tarihi eserimizin yerini hiçbir değer alamaz.
Benim için restoreyi bekleyen bir ‘Selçuklu Tarihi Hamamı’ 10 tane otelden daha değerli.Yıkılması önlenip restore edilen bir ‘Akçakoca Tarihi Evi’ sahilde yapılacak olan 20 tane kafeteryadan daha önemli.
Tarihimiz bizim en değerli hazinemiz. Neden sahip çıkmıyoruz?Yukarı Mahalle’deki tarihi evlerimizin ‘ANITLAR YÜKSEK KURULU’ndan her yıl bir evin restoresi onaylanıyor diye biliyorum.Bu hızla giderse evlerin çoğu restoreyi göremeden çökecekler.Bu konuda Turizm Bakanlığı ile ‘AKÇAKOCA EVLERİ’ projesi gibi bir çalışma yapılamaz mı?
Yurt dışındaki Osmanlı eserlerini arayıp bulan ve restore ettiren TİKA gibi bir kurumumuz var.Akçakoca’da gözlerimiz önünde yok olup giden tarihimiz için acaba daha fazla bir şeyler yapmak mümkün değil mi?
Not:Akçakoca Bey’in kabri Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde.Bilecik Söğüt’te ise bir makam kabri bulunuyor.
Aradığın Evi Bul. Emlak8.Net
Dijital Reklam Ajansı Serbay Interactive