BAŞLARKEN

" Genel Yayın Yönetmeni tarafından,

--Gazetemize yazarmısın? Dendiğinde hiç düşünmeden

--Tabiki dedim.

Bir meslektaşımdan böyle bir teklif almak tabi ki beni de gurulandırdı,

56 yıllık hayat serüvenimin son 17 yılını Akçakoca ve Akçakoca tarımının içinde olarak geçirmek, tabi ki sorumluluğumun ağırlığını omuzlarıma daha fazlası ile yüklediği bilinci ile yazmak istedim.

Neler yazabilirdim? Ne yazmalı idim?

İlk aklıma gelen ‘ ben değil biz olabilmeyi öğrenmek olmalı’ diye düşünerek satırlarıma başlamayı uygun gördüm.

Neden ben değil de biz?

Sözlük anlamı 'Ben' olan ego, bir insanın kendisi hakkındaki bilinçli bir farkında olma durumunu dile getirir.

Benlik, S.Freud'un kurduğu psikoanalizin te­mel kavramlarından biridir. Freud'a göre ego, kişiliğin dış, gerçekliğe en yakın olan bölümü­dür. O bireyin ruhsal aygıtının derinlere doğ­ru inen bir takım katmanlardan meydana gel­diği görüşündedir. Bu yüzden psikanaliz yön­temine "derinlikler psikolojisi" adını vermiş­tir. Freud'un öne sürdüğü ruhsal aygıtın yapı­sal hipotezinde bu katmanları aşağıdan yukarı­ya doğru alt-benlik (id), benlik (ego) ve üst— benlik (super-ego) olmak üzere üçe ayırır. An­cak Freud'un yapı adını verdiği bu katmanla­rın İnsan bedeni veya beyninin herhangi bir bölümüyle bir ilgisi olmadığı, Ferud'u, ruh­sal aygıtının çalışma sistemini anlatabilmek için böyle teorik soyutlamalara başvurduğu akılda tutulmalıdır.

Ruhsal aygıtın en derinde bulunan katmanı alt-benliktir. Psikoanalitik teoriye göre İnsa­nın doğuştan getirdiği ve kalıtımla geçen bü­tün içgüdüleri bu katmanda depolanmıştır. Bu katman aynı zamanda ruhsal aygıtın enerji deposudur. Alt-benliktekİ İçgüdülerin herbiri enerji yüklüdür. İçgüdüler açlık, susuzluk, organizmanın korunması, cinsellik ve saldırgan­lık gibi çeşitli türlere ayrılabilirler. Alt-ben-lik'İn İşleyişi kural tanımaz. Yer ve zamanın uygun olup olmadığına bakmaksızın hemen doyurulmak isteyen İçgüdüler haz prensibine göre hareket ederler. Yani bireye haz verecek bütün durumlar alt-benlik tarafından istenir­ler.

İşte bu istekler karşılanırken çevre ile olan ilişkiler göz ardı edilmemeli ve ben kavramı ile yalnızlığa giden yolda birey bir başına kalmamalıdır.

Mesleğimiz hiçbir zaman ben kavramı ile özdeşleşmeyecek derecede kutsal, döneceğimiz yer ve asla yerine konulamayacak olan toprakla uğraşmayı görev addetmiş olan biz Ziraatçıların ( Doğanın doğal savaşçıları olarak isimlendiriyorum ), insanların hizmetinde olduğumuz, çalışma alanımız olduğunu ve ben kavramını yıkarak, bizim diyebileceğimiz hale gelmelidir.

Biz hep varız ve var olmaya da devam edeceğiz.

Üretmekten, tüketmeye kadar yani ‘Tarladan sofraya kadar hep biz varız, var olmaya da sonuna kadar mecburuz’.

Mesleğimiz her kesimden, 7 den 70 e kadar insan eğitimi üzerine kurulu bir meslek olduğu için  sorumluluğumuz çok büyük ve özveri isteyen bir yapıya sahip.

Bu yüzden meslek anlayışımızda ben kavramı yok, biz kavramı mevcuttur.

Genç arkadaşlarım, Türk tarımı bizlerin omuzlarında yükselecektir. Onu yüceltecek olan bizleriz.

 Kenan ÜNSAL

[email protected]"