Düzce’de son günlerde ilginç olaylar meydana gelmeye başladı. Hedef bu sefer basın mensupları oldu. Ne demek istediğimi bu yazıyı okuyunca çok iyi anlayacağınızı umuyorum.
Basın mensupları gece-gündüz işini layığı ile yapmak için çalışmalarını sürdürüyor, Düzce kamuoyunu bilgilendirmek, en doğru ve en güncel haberleri çıkartmak için çaba harcarken, bazı yerlerden ambargo geldiği düşünülmeye başlandı. Bunun en başında Valiliğin olması biz basın mensuplarını gerçekten üzdü.
Meslekte 5. Yılıma girdiğim şu günlerde bu yapılanın art niyetle olmadığı aşikardır. Geçtiğimiz günlerde bir yazı geldi TV kanallarına ve Gazeteciler Cemiyetine. O yazıda TV kanallarına ve gazeteciler cemiyetine araba tahsisi yapıldığı söyleniyor.
Peki Gazeteciler Cemiyeti ne iş yapar? Gazeteciler Cemiyetine üye olmayanlar ne yapar? O aracı kullanamayacaklar mı? Zaten bu tahsis işi neden yapıldı? Düzce’de 5 günlük 2 haftalık 1 de aylık dergi varken bu isimler o yazıda neden yazılmadı?
Gazeteciler Cemiyeti bütün gazetelerin başımı? Hiçbir gazete cemiyete üye olmak zorunda değildir.Bu yazıda bu anlam ortaya koyulurken görülen o ki basına büyük bir ambargo koyulmuş.
Sayın Valim öncelikle yapılan bu yanlışın altında sizin imzanızın olması bizleri üzmüştür. Fakat bu yanlışın bir an önce düzeltileceğine umuyoruz. Basına koyulan bu ambargo ortadan kaldırılacağını düşünüyorum.
Üniversitede de ambargo var!
Geçtiğimiz günlerde Düzce Üniversitesi’nde bir programa katılmak için yerel bir tv aracı ile Üniversiteye gittim. Fakat kapıda duran güvenlik görevlileri ne için geldiğimizi sordu. Programa katılacağımızı söyledik. Hangi basın diye sorgulamaya başladı..
Daha sonra rektörlük girişin de elinde liste ile bekleyen bir kişi hangi gazete diye sordu. Yıllarca eleştirilen saçma sapan akreditasyon hali burada da uygulanmaya başladı anlaşılan. Toplantı odası öncesinde yine listeye bakılarak nereden geldiğimiz sorularak, listede işaretleme ile içeri alınabildik.
Ama bir ayrıntıyı hep es geçmişlerdi. Benim Düzcenin Sesi Gazetesinde çalışmam. Yanımda yerel tv kanalındaki arkadaşla birlikte Üniversite’ye girdiğim görüldü. İçeride benim Düzcenin Sesi Gazetesinde çalıştığımı bilen bir kişi bana aynen şunu sordu: “ Nasıl buraya geldin?” Tek söylediğim kelime ise “ Ben basın mensubuyum her yere girerim” oldu.
Bu söylenen söz ne demek şimdi? Düzcenin Sesi Gazetesi ve bazı gazeteleri içeri almıyoruz mu demek? Her kapıda görevlilerin ellerinde bir bir liste… Bu ne demek yani? Halka ve basına açık bir toplantı düzenliyorsunuz. Bu makamlar sizin babanızın malı değil. Devletin güvenliğini ilgilendiren kriptolar paylaşmıyorsunuz sonuç itibariyle. Bu saçma sapan kontrol, listeleme ne anlama geliyor. Düzce’nin bazı gazetelerine ambargomu koyuluyor?
Bunun anlamı nedir? Sayın rektör… Bunun bir açıklaması var mıdır?
Kısa lafın özeti Düzce’de yavaş yavaş basına ambargo koyulmaya başlandı. Ne kadar ambargo uygularsanız uygulayın gerçeklerin duyurulması için o duvarlar mutlaka aşılır. Bizler mesleğimizi icra ederken sizler gibi çok makam sahipleri gördük. Hepsi gelip geçtiler. Sizlerde kalıcı değilsiniz. Ama haber ve haberci dün olduğu gibi bugün de yarında topluma ışık tutmaya devam edecektir.
.Aradığın Evi Bul. Emlak8.Net
Dijital Reklam Ajansı Serbay Interactive