HAKAN FİDAN VE MİT

Muhalefetin hedefine koyarak Ülke sınırlarını da aşan sert eleştirilerle kıyametler kopardığı hedef noktasında Hakan Fidan sanki kendisiyle ilgili bir esinti bile yokmuş gibi görevini sürdürüyor. Görevinde liderlik havasını yaratan bir liderlik vasfı gözleniyor Hakan Fidan’ın tavırlarında. Tank olduğumuz gibi MİT tarihinde küresel sürecin nereye gittiğini iyi gören, zamanın ruhunu yakalayan iki isim söz konusu; Emre Taner ve Hakan Fidan. Ne ilginçtir ki, bugün polis ve yargı eksenli güç, bu iki ismi hedefe koymuş CHP-MHP-BDP de aynı eksene katılarak önemli bir karşı duruş kervanı oluşturmuş durumda. Bundan on yıl öncelerinde belli kurumlar statükocu partiler bir gurup medya Recep Tayyip Erdoğan’ı hedefe oymuş şiddetle eleştirmişti. Erdoğan hapisteyken Güneri Cıvaoğlu “Recep Tayip Erdoğan önümüzdeki yılların Başbakanını Cumhurbaşkanını belirleyecek olan önemli lideri olma yolunda.” Diye yazmıştı. Arşivleri araştıran meraklılar bu Yazıyı bulabilirler. Erdoğan oluşturduğu siyaset sürecinde kendi gibi davranacak kararlı liderlerin yetişmesine de olanak sağlıyor. Durum öyle gösteriyor. Günümüzdeki muhalefet kurumlarının de sürece katkısını inkar etmemek lazım.  Siyaset yapan muhalefetin de zaten ülke yönetmek gibi bir derdi yok. Çözüm üretmek yerine şov içerikli yüksek sesli kendi ikbaline dönük çıkışlarla atılan çalım. Muhalefetin görevi iktidarın daha da güçlenmesine katkı sağlıyor hali hazırda. Geçelim asıl konumuza. Eğer bu soruşturma eski MİT'i kapsayan, Teoman Koman'dan Köksal Sönmez ve Şenkal Atasagun'a uzanan bir çizgiyi kapsama alanına alıyor olsaydı akla biraz daha yakın gelirdi. Ve Türkiye'nin normalleşme sürecine de denk düşerdi.

Çünkü 10 yıl boyunca Teoman Koman'ı ifadeye çağıramayan bir Türkiye'den geliyoruz.

Şimdi yapılanlarla, MİT içindeki statükocu yapı hedef gösterilerek "değişim" ve "yenileşme" yanlıları yıpratılıyor.
Burada dramatik olan bir şey var; statükoya karşı dün amansız mücadele eden polis ve yargı, bugün o mücadeleye destek veren MİT aklını devre dışı bırakmaya çalışıyor.
Yakalama kararları çıkartılıyor, evler aranıyor ve ciddi bir itibarsızlaştırma yürütülüyor. En önemli endişe bu tartışmaların
 sadece bir iç kavgadan ibaret olmaması...

Bölgemizde büyük olaylar sahneleniyor bu kargaşa ülkemizi de içine çekiyor. Bölge kendi hesabına uygun kişi ve kurumları yıpratma peşinde şüphesiz.

Suriye-Mısır ekseninde yeniden şekillenen Ortadoğu'daki gelişmelerden uzak tutulan bir Türkiye'yi statükoyla mücadele edenler ister mi?