ON İKİ YILLIK EĞİTİMDE TÜSİAD ÖNERİSİ

TÜSİAD : “ 12 yıllık zorunlu eğitimin ikinci kademesinde açık öğretim seçeneği getirilirse kız çocukları okullara gönderilmez” demiş. Doğru demiş ki hazırlanan taslakta bu sakınca giderilİŞ. Sekiz  Mart’ta tekrar toplanıp görüşülecek Başbakan TÜSİAD’a fazla yüklendi. Aslıda Başbakan Erdoğan bu açıdan TÜSİAD’a teşekkür de edebilirdi aslında.  Başka ne önermiş TÜSİAD?

“Zorunlu temel eğitimde mesleki yönlendirmenin 4 yıl sonra başlaması sakıncalıdır. Avrupa Birliği ülkeleri mesleki yönlendirmeyi geciktiriyor”  önerisinde bulunmuş.
Bu görüş, nasıl oluyor da Başbakan Erdoğan’ın “sen işine bak TÜSİAD” tepkisine maruz kalıyor? Görüyoruz ki bu değişikliği ilgili uzman odaklar mercek altın aldılar. Bugün en özgürlükçü isimler bile “zorunlu temel eğitimde mesleki yönlendirmenin geciktirilerek başlaması” gerektiğini söylüyorlar.

Avrupa ülkelerindeki uygulamalarda da mesleki yönlendirmenin geciktirildiğini görüyor. Mesleki ve temel eğitim toplumsal değişimle değişen yenilenen bir süreç. Tartışılması da kaçınılmaz. Ama kurumlar arası sert tartışma ve eleştirilerde ölçü az sertleşse de gerçekler ortaya konuyor.  Medyadan izlediğimizde dünyadaki temel eğitim örneklerini görüyoruz.

Finlandiya, Danimarka gibi eğitimde parlak durumda olan ülkelerde kesintisiz temel eğitim 9 yıl.

Tablo bu iken Başbakan Erdoğan, neden TÜSİAD’a orantısız sert sayılan bir üslupla yanıt veriyor. Yumuşak yanıt verse de geçmişe bir göz attığımızda nelere tanık oluyoruz. En çarpıcısı Ecevit iktidarını yıkmak için gazetelere çarşaf çarşaf ilanlar vermenin yanında temel ihtiyaç maddelerini piyasaya sunmadığı unutulur gibi değil. Yakın tarihimiz 28 Şubat e-muhtıranın meşruiyet kazanmasının ve gerçekleşme sürecinde neredeydiler? Demokrasiden yana olmak demokrasi adına olumlu önerilerde bulunmak çok daha önemli tabii… Bunun yanında TÜSİAD ve hükümet kendi pencerelerinden bakarak görüşlerini değerlendiriyor olması.   

    
Tartışmanın temelinde olduğu iddia edilen neden :

TÜSİAD’ın önerisi geçerli olursa, imam-hatiplerin orta kısımlarının açılması mümkün olmayabilir kaygısı olarak gözleniyor olması mı?
Bu nedenle Avrupa’daki uygulamalara dair örnekler gözden uzak tutuluyor. Başbakan Erdoğan’ın odaklanması gereken konu, imam-hatiplerin orta kısımlarını yeniden hayata geçirmek olarak görülüyor olması mı?
Başbakan Erdoğan, “çağdaş dünyada zorunlu temel eğitimde hangi model esas alınıyor” meselesine odaklanmalı.

Geçerli olan model “9 yıl kesintisiz” modeliyse...
İmam-hatiplerin orta kısımlarını yeniden hayata geçirmek adına bu model terk edilmemelidir.
“İyi ama 9 yıl kesintisiz model hayata geçerse anayasal güvence altına alınmış olan din eğitimi meselesi nasıl halledilecek?”
İşte esas mesele budur.

TÜSİAD’a “sen işine bak TÜSİAD” demek yerine “9 yıl kesintisiz eğitimde din eğitimi ne olacak?” sorusu sorulmalı ve öneri istenmelidir. Bu soruya yanıt aranıp bulunmalıdır.
Çünkü mesele “imam-hatip meselesi” değildir, mesele “din eğitimi” meselesidir.
Konu buraya getirildiği takdirde…  

Tartışma “üstü kapalı imam-hatip tartışması ” olmaktan çıkar, çözüm odaklı bir tartışmaya dönüşür. Eğitim tartışması günümüzde ince bir çizgide tercihli dil inanç din eğitimi TBMM temsilcileri ve sivil toplum örgütlerimiz değişikliklere katılma eğilimindeki yoğunluk demokrasimiz adına oldukça ümit verici ve sevindirici. Yanıtlar öneriler sert de olsa.

Kaynakça:

                        Ahmet Hakan:  Hürriyet  gazetesi.