Darbeciler vesayet ve demokratikleşme süreci

“DARBECİLER MUVAFFAK OLDUKTAN SONRA SİVİLLER İKTİDARA GELİR VE O  DARBECİLERİ , DÖNER , YARGILAR…”

                                                                12-MART- 1971 Muhsin Batur.

“BEN KURUCU İRADEYİM YARGILAYAMAZSINIZ.”

                                                              12-EYLÜL- 1980 Kenan Evren.

                                                                                                                 Muhsin Batur ile Kenan Evren iki darbeci general arasındaki demokratik anlayış… Birinci cümle 12 Mart darbesinin komite üyesi Hava Kuvvetleri Komutanı 9 Mart hareketinin arkasındaki Orgeneral Muhsin Batur. Hulki Cevizoğlunun Cevizkabuğu tartışmalarını topladığı “28 Şubat Bir Hükümet Nasıl Devrildi” kitabındadır. Nerdeyse günümüzü yıllar önce gören bir General. Demokrasinin ülkemizdeki gelişmişlik ölçüsünü ortaya koymaktadır. Demokrasinin halkın iktidarının gerçekleşmesi bilincini ifade ettiği gerçeğini işaret ediyor Org. Muhsin Batur.  Liberal parti Genel başkanı Besim Tibukla Org.Muhsin Batur arasında geçen tartışma oldukça ilginç. Batur 9 martçı “Genç Subaylar” dan yanaydı Faruk Gürlerle birlikte. Ama GKB Memduh Tağmaç 9 mart darbesine karşı olunca Gürler ve Batur “Genç Subaylar” dan ayrıldı. 12 Mart darbesi gerçekleşti.

Besim Tibuk telefonla katıldığı Cevizkabuğu programında Muhsin Batur’a “Türk Milletinden özür dile!” deyince Muhsin Batur” Ben yaptığım hiçbir işten pişman değilim. O işi yaparken 4 yıldızlı General değildim. 5’inci yıldızı almak için böle bir karar almadım. Türkiye’ye faydalı bir hizmet gerçekleştirdim. Bütün dünyada bir kaidedir. Bir darbe başarılı olmuşsa kabul edilmiştir. Olmamışsa yapanlar daima gitmiştir.” Bu sözlerinden sonra kendini alamayıp adeta meydan okurcasına:”Zaten Türkiye’ye hakiki bir demokratik sisteme sahip olsaydı şimdiye kadar bizi yargılardı.” Besim Tibuk : “ Bu bir meydan okumamı Türk halkına?” Diye soruyor sanki bu günleri yıllar önce görmüşçesine. Çok iyi anımsıyorum Ankara’ya giden gençlerle gerçek demokratikleşme adına tartışır düşüncelerini paylaşırdı.  Ve şu konuşmayla Muhsin Batur düşüncesinde ısrar ediyor: “Gece yarısı insanı güldürmeyin yahu ben yirmi dört senedir emekliyim; niye yargılamadılar şimdiye kadar? Bari gelin iktidara da BEN ÖLMEDEN EVVEL BENİ YARGILAYIN!” Besim Tibuk Muhsin Baturun sözlerini bir itiraf gibi kabul ediyor:”Gerçek demokrasi olsaydı beni yargılardı diyorsunuz; teşekkür ederim itiraf ediyorsunuz.” Diye değerlendiriyor.  Muhsin Batur:”Yok ki demokrasi türkiyede işte.” Diye yanıt vermiş. Kenan Evren İç hizmet talimnamesinin 35.ci maddesi içerikli beyanına dayanarak vesayet zihniyetine vurgu yapıyor. Aslında darbeye teşebbüs yasalar karşısında suç. Başarısız olursanız, yargılanıyorsunuz! Türkiye’de “ölüm cezası” nın olduğu dönemlerde “başarısız” ihtilal girişimlerinden asılan -Talat Aydemir gibi- askerler oldu. Elinde silah bulunduran güç 27 Mayıs 1960’tan bu yana seçimle işbaşına gelmiş yönetimleri iktidardan uzaklaştırmaya çalıştı. 1971’de “muhtıra” vererek bunu yaptı. 12 Eylül darbesiise parlamentoyu dağıtarak, konsey adlı “cunta” yönetiminde yeni bir Anayasayaptı. Darbeyi yapan Genelkurmaybaşkanı, 1982 referandumuyla 7 yıl cumhurbaşkanı seçildi. 1980 darbesiyle kurulan “askeri vesayet” neredeyse on yıl sürdü. Susurluk 28 Şubat ve günümüz.
Türkiye’nin 50 yıllık darbe geleneğinde “başarılı” darbecileri yargılama deneyimi yok!  12 Mart darbesi Paşası Muhsin Batur iddiasında haklı. Kenan Evren “Kurucu iradeymiş.” Nerede yazıyorsa… Onu da önümüzdeki günlerde göreceğiz. Siyaset ülkemizde bir bölüm ezbere dayalı bir büyük kesim akademik araştırma geliştirmeye dalı yapılıyor.  
Değerli düşünür Hulki Cevizoğlu’unu gerçekçi tavırları nedeniyle DSP genel başkanı yaptılar ama kendi katkıları ve önerileriyle partiyi yönetmelerinde ısrarcı olunca görevi bu görev kabul etmemişti. Darbecilerin ve vesayet zihniyetinin sorgulandığı bir dönemde darbeci generallerin görüşlerinin de tartışmaya açıldığı bir dönemi yaşamak ne güzel. Bu günleri görmek de bir mutluluk. Artık tuzu kuru muhafazakar’ların halkın bilgi çağını da aşıp bilge çağına ulaştığını fark etmesinin zamanı gelmiştir diye düşünüyorum.