“KARANLIKTAN ŞİKAYET SORUNU ÇÖZMEZ.”

“KARANLIKTAN ŞİKAYET SORUNU ÇÖZMEZ.”

                                                                                        Konfçyüs.

                 “DEMOKRASİ VE DEĞİŞİM SÖYLEMİ”

“Değişim dönüşüm ve çözüm.“ Özlenen bir başlık yeni bir anlayış,yeni bir parti. Emek verilmiş araştırmalarla oluşturulmuş programlarla desteklenmesi gereken projeler. Çok güzel. Ama 30 kişiden fazla konuşmacının özgürce düşüncelerini haykırma hakkını hamasi ve tarihin derinliklerinden gelen bir kahramanlık edasıyla dile getirmesi. Cahit Karakaş ve Gökhan Günaydın Sezgin Tanrıkulu ve Avcılar delegesi Seher hanımın insanı tatmin eden konuşmaları dışında hizip yarışını hız aldığı eski ve yeni partililer arasındaki yarış. Yeni kişiler var. Yeni gelişmeler sorunların çözümünü içeren projeler.  PM-MYK oluşumundan sonra… En fazla ilgimi çeken iki konuşmacıdan bence tüm kürsüye çıkanlar dahil en başarılısı İstanbul Avcılar delegesi Seher hanımefendinin sosyolojik veriler içeren yetmişli yılların Ecevit döneminin seçim başarılarından bahisle yapmış olduğu konuşma. Diğeri de İzmir kurultay delegesi eski gençlik ve spor bakanlığı yapan Yüksel Çakmur’ un görülmemiş heyecanı.  Hayret ne bu şiddet bu celal! Hamasetin bu kadarı propoganda ve ajitasyon! Buna neden gerek duydu? Doğrusu hala anlamakta güçlük çekiyorum. Partiye olumsuzlular kaydeden şiddetli bir çıkış. Çağımızda böyle bir konuşmacının süresini de aşan zaman kullanmasına izin veren divan’ın da tavrı doğrusu beni şaşırdı. Karşı olduklarına bu denli ağır ithamlarla saldıran zihniyetin “kesin sirke küpüne zarar” vereceğini de hesaba katmak gerekir diye düşünüyorum. Artık halkımızın kuru gürültülere pabuç bırakmadığını fark etmenin zamanın çok geçti. Anlaşılabilir akla yatkın ürpererek eğil sevecen tavırlarla konuşmak.  

“Karanlıktan şikayet sorunu çözmez.” -  “Karanlıktan şikayetinde samimi isen bir mum da sen yak!” Konfiçyüs. PM  için yeni olarak belirlenen eskileri geçmişte başarılı olsalardı sol’un programında belirlenen yaşlılık-engelli-sağlık-bakım-finans-terör sorunlarına 2003 ten bu yana çözüm getirmeye çalışan ne AKP ne de Erdoğan olurdu. CHP ‘li akıldane dostlarımız iktidarı eleştirmesini insaf ölçülerini de aşarak yapmaktan geri durmuyorlar… Ama “Bizim oylarımızla hizip yarışı yapan CHP’nin sayın yöneticilerine karanlık için hangi mumu yaktınız?”diye soran var mı? CHP sola direksiyon kıracak. AKP CHP nin yıllardır ilendirdiği sorunların çözümü için insanca yaşam ideallerini programlayıp çözüm direksiyonunu 2003 te kırmıştı halktan yana. Uygulanan çareleri başta sağlıkta görüyoruz. CHP nin AYM ne götürdüğü kararın Yargıtay’dan kimleri çıkarını sağlayacak şekilde tecelli ettiği de belli.  Kurultay da birkaç kişinin parlayan sözleri dışında şov niteliğinde kahramanca hamaset içerikli çıkışlar… Eski CHP yönetimlerinde “Gölge kabineler “vardı. Altan Öymen CHP genel başkanıyken de gölge kabinesi vardı neden değinmedi… Bilemiyorum. Akıntı böyleyse küreği akıntıya çekmeye koyuldu herkes. Neden ağalara beylere ters düşsünler. Gerçek ortada değil mi? Oktay Ekşi Kılıçdaroğlu konuşurken çıkıverdi sandalyanın üzerine hararetle alkışladı Milletvekili olarak TBMM üyesi oldu.  Çok değerli uzman Şükrü Elekdağ- İnal Batu- Onur Kumbaracı başı gibi asıl sosyal demokrat partiyi çağdaş normlara ulaştıracak partililer dışarıda. Zira yeni CHP nin böyle bir derdi yok. Asıl derdi Tıp fakülteleri ve Devlet hastanelerinde çalışan hocaların uzman ve tüm doktorların özel muayenehane açmalarını sağlayıp halk yığınlarının sağlık sorunlarını özel muayene ücreti ödedikten sonra Devletin sağlık kurumlarından sağlık yardımı almalarını sağlamak. Yaşıma göre bu sorunu en derin şekilde yaşamasına tanık olanlardanım. Yoksul dar gelirli yaşlı engellinin en önemli sağlık sorununu Anayasa mahkemesine götürüp halkın sağlık sorununu bu açıdan değerlendiren ve bir avuç uzmanın menfaatine hizmet sunmak CHP yi halkın mı endişeli modernlerin-komprador burjuvazinin mi partisi haline getiriyor? Çok akıllı partilerini seven dostlarımız benim bu uyarılam için beni eleştireceklerine Ankara’da ikinci adam PM ne MYK ya girme yarışı yapanlara tabanda kabul görmeyen bu tür davranışları halkın leyhine çevirme çareleri bulmalarını anımsatsalar daha iyi olmaz mı? Artık tüm dünya bir ekranla evleri içine giriyor. Kimse “Dedelerimin yolu” deyip çağını görmezden gelemiyor. Öyle sosyal demokrat değerlerimiz var ki onardan siyaset akademileri kuran iki siyasi parti iyi faydalanıyor. Ço değerli bir bilim adamı; “ Marksizim kapitalizmin gelişmesine ayna tutuyor.” Üzerinde iyice düşünüp durulması gereken bir gerçek değil mi? “Cumhuriyeti kuran partiyiz!-Ne mutlu Türküm diyene!” sloganları tarihsel milliyetçi söylemlerdir. Bazı partilerin bu sloganları sembolize ederek kullanmalarının kendilerine yarar getirmediğinin farkına varamadılar gibi. Çağdaş modern bulgular projelendirerek toplumu modernize etmenin çarelerini aramak zahmeti yerine koltuk kapma ve koltuklarda ebediyen kalmayı başarı zanneden yönetim kadroları ilerde örgütlerini daha da küçülmeye mahkum ettiklerini göreceklerdir.