Halk arasında pek bilinmeyen adına hiç rastlanılmayan çok önemli bilim dalları vardır.Bunlar genellikle iş işten geçtikten sonra öğrenilir ve toplumsal hayattaki önemleri görmezden gelinir.Siyasal meseleleri daha sorun olmadan fark edilmesini sağlayan ve önlemler alınmasına yarayan demografi biliminden çoğunuzun haberi vardır veya yoktur.
Demografi ; Dünyada veya bir ülkede yaşayan nüfusun yapısını ,durumunu,değişken özelliklerini inceleyen bilim dalıdır.
Dünyada 1965 yılında 3.3 milyar olan insan nüfusu 1990 yılında 5.3 milyara ulaşarak yıllık nüfus artış oranı 1.85 oranında olmuştur.Bu rakam ise 2011 yılında 7 milyara ulaşmıştır.
Nüfus istatistiklerinde dikkat çekici bir durum ise Müslüman ülkelerdeki nüfus artış oranının diğer dinlere mensup medeniyetlerin nüfus artış oranından neredeyse iki misli fazla olmasıdır.
Tüm bu gelişmelere bakıldığında İslam coğrafyasındaki artan genç nüfus oranı beraberinde bazı gelişmeleri getirse de bazı potansiyel tehlikeleri de içermektedir.
Öncelikle genç nüfusun beraberinde getirdiği olumlu gelişme olarak ticari alandaki gelişmeler dikkati çekmektedir.Müslüman ülkelerin büyüme oranlarının fazla oluşu eğitim,sağlık,savunma gibi toplumun kolektif kültürel yapılarının artarak güçlenmesini sağlamaktadır.Dünyada ki zengin petrol yataklarının Müslüman ülkelerde bulunması ve önemli sayıda genç nüfusun bulunması sebebi ile 21. yy.’da İslam’ın popülaritesinin artması ile tüm gençlerin İslam dinini seçme olasılığı çok kuvvetle muhtemeldir.Bu süreç Bilgi çağının kaçınılmaz psikolojik alt tabanlı toplumsal gerçeğidir ve diğer dini yapılar tarafından endişe duyulan bir olasılıktır.Tanınmış Alman psikolog Raıner Funk post-modern insanın psikolojisini tanımlarken yeni ve değişik olana yönelimin çok güçlü bir davranış olduğunu anlatmakta ve bu bağlamda insanların hayat boyunca artan bilgi teknolojileri sayesinde dinden dine geçmekte olduğunu belirtmektedir.
Tüm bu iyi gelişmeler yanında oluşan olumsuzluklara örnek olarak eğitim seviyesi yüksek olan genç kuşak ile eğitim seviyesi yüksek olan yaşlı kuşak arasında ortaya çıkacak farklılıklar ve kaynakların adaletsiz dağılımı toplumsal gerginlikleri tetikleyecektir.
Sosyal güvenlik kurumları güçlü olmayan ülkeler mecburen emeklilik yaşlarını 60 lı yaşların üzerinde tutacak ve kamu sektöründe gençlere yer olmayacaktır.Gençler özel sektöre yönelecek ve yetenekli uzman gençler düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalacaklardır.Kamu sektörüne gereğinden fazla çalışan alan devletlerde ise kamu harcamaları artacak ,gereksiz kurumlar devlet yapısında varlığını sürdürecek bunun neticesinde ise ekonomik alanda devletin payı büyüyerek totaliter devlet anlayışı kaçınılmaz olacaktır.
Tüm bu olumsuz sosyal gelişmeler neticesinde isyanların,göçlerin.iç çatışmaların ,apolitik (zararlı) toplumsal hareketlerin kendini göstereceği toplumsal ortam oluşacaktır.
21.yy’da tıp bilimindeki gelişmeler ile insan yaşam süresi ortalaması ilk yarıda 100 ikinci yarıda ise 130 olacağı bilim adamlarınca öngörülmektedir.Genç nüfusun fazla olduğu Müslüman ülkelerde ki eğitimli genç nüfus ile eğitimli yaşlı nüfus arasındaki bilgi ve iktidar mücadelesi 21.yy’ın ikinci yarısında daha da şiddetli gerginliklere yol açacağını şimdiden söylemek için kahin olmaya gerek yoktur.
Orta doğuda Arap Baharı ile başlayan ve tüm bölgeyi kaplayan apolitik toplumsal hareketler daha sonra yerini mezhep çatışmalarına ,askeri darbelere ve katliamlara bırakmış durumdadır.
Orta Doğu'nun demografik yapısı, içerisinde bulunan Müslüman devletlerin siyasi gerilimleri önleyecek şekilde demokratik ,çoğulcu ve liberal yapılanmalara kavuşmadıkça daha şiddetli çatışmaların ve katliamların gerçekleşmesini sağlayacaktır.Özellikle kamusal sektörlerde çalışma ve emeklilik zamanları asgariye indirilmeli ve eğitimli genç nüfusun kamusal alanlarda çalışma imkanları arttırılmalıdır.Bu durum gençlerin terörist eylemlere ve apolitik toplumsal hareketlere katılımın önünde önleyici bir sübap görevi görecektir.
Kamu alanında çalışma süresi asgari 10 yıla indirilir ve nüfus arasında çalışma olanağı sirkülasyonu çoğalır ise özel sektörü zayıf olan ve parası değersiz olan Müslüman ülkeler yeni büyüme ve gelişme fırsatlarını daha iyi değerlendirme imkanı bulacaklardır.
Böylece Makro-liberal düzenin sağlamak istediği toplumdaki her bireye sosyal güvenlik sağlama imkanına ulaşılır.
|
||||||||||
|
Aradığın Evi Bul. Emlak8.Net
Dijital Reklam Ajansı Serbay Interactive