Evde veya işyerimizde resmi, özel fark etmez. Gerektiği gibi iktisat kurallarına uyuyor muyuz? Mesela; Evlerimizde, resmi kurumlarda gündüz veya gece aydınlatma lambalarımız boşu boşuna yanıyor mu yanmıyor mu? Tasarruflu lamba kullanma alışkanlığı edindik mi, edinmedik mi? Evlerimizde, resmi kurumlarda, cami şadırvanlarında musluktan kullandığımız suyu gereğinden fazla açıyor muyuz, açmıyor muyuz? Resmi kurum lavabolarında kullanılması gereken kağıt mendil veya peçeteleri gereğinden fazla kullanıyor muyuz, kullanmıyor muyuz?
Resmi telefonlarla özel işlerimizi görme alışkanlığımız var mı yok mu? Cep telefonları ile olan görüşmelerimizi resmi özel fark etmez, uzatıyor muyuz uzatmıyor muyuz? Resmiyette kullandığımız sivil plakalı hizmet araçları ile her türlü özel işlerimizi yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz?
Resmi kurumlardaki hizmet alımları veya yapılan ihaleleri neden kalitesine göre değerlendirmeyiz? Çok ucuza veya çok pahallıya alır veya veririz. Çok ucuza veririz müteahhit işini yapamaz iflas eder devlet zarar eder. Pahallıya veririz yine devlet zarar eder!
Evimizdeki gardrobumuzu açıp baktığımızda kullanılmayan kaç adet elbisemiz var? Hala giyeceğimiz yok diyerek alış verişe çıkıyor muyuz çıkmıyor muyuz? Pazar alışverişini gereğinden fazla yapıp aldıklarımızı çürütüyor muyuz çürütmüyor muyuz?
Eskimediği halde gerek mutfakta, gerek misafir odasında, gerekse makam odalarındaki mobilyalarımızı değiştiriyor muyuz, değiştirmiyor muyuz? Ha devlet kurumunda, ha kendi evimizde ne fark eder?
Yaptığımız bu davranışlarımızın haram-helal noktasında, dinen fetva olarak sorduğumuzda, fetva veren makam da dahil yukarıdaki sayılanlara ne kadar uyup uymadığını biliyor muyuz? Vatandaş cami hocasına veya bir başka ilahiyatçıya çocuğumu İHL sine mi göndereyim bir başka okula mı? Tabii ki İmam Hatip Lisesine göndereceksin! Peki genelde uygulama nasıl?
İmam veya vaiz kürsüden çok güzel şeyler anlatıyor ama cemaat için! Cemaat anlatılanı dinliyor ama bir başkasına anlatmak için. Ne imam, ne vaiz ne de cemaat, anlattığını kendisi uyguluyor mu? Herkes bir başkası için konuşuyor veya bir başkası için dinliyor. Anlatılanları birçok kimse maalesef üzerine bile almıyor!
Mesai saati 08.00 de, 13.00 de başlanan bir işyerine zamanında gidebiliyor muyuz? Mesai saatinden 12.30’da, 17.30 çıkılması gerekirken o zamana kadar görevimizin başında olabiliyor muyuz? Mesaiye tam olarak riayet edenle etmeyen arasında fark var mı? Mesaide olmamız gereken zamanı bir başka yerlerde geçiriyor muyuz, geçirmiyor muyuz? Maaşı dolgun olanın da, asgari ücretle çalışanın da evinde yediği ekmek günlük taze ekmek! Bir gün sonraya kalan ekmek maalesef bayat ekmek kabul ediliyor. Bayat olarak kabul edilen ekmek yeniyor mu?
Yukarıda dile getirmeye çalıştığım konular az veya çok hangimizde yok? Bu yazılan olumsuzluklar kesinlikle bende yok diyebilen kaç babayiğit çıkar? Yazılacak o kadar çok şey var ki hangi birini yazayım! Hangisini sayayım? Saymakla bitmiyor ki! İyi de nereye kadar?
Ondan sonra bu toplum neden bozuluyor, çocuklarımız neden istediğimiz gibi yetişmiyor, aldığımız maaş neden yetmiyor, huzursuzluk neden almış başını gidiyor? Kusura bakmayın ama yukarıda yazılı olanları yapıyorsak bu toplumun bozulmaması için başka sebepler aramaya gerek var mı?
Yazanı, çizeni, okumuşu, okumamışı, toplumun önde gideni gitmeyeni, zengini, fakiri, makam sahibi olanı olmayanı, her birimiz toptan bir nefis muhasebesi yapmalıyız. Dürüst müyüz? Zararın neresinden dönülürse onun kar olduğunu bilmeliyiz. Kişi mesaisine zamanında gidip geliyorsa, işini düzgün yapıyorsa, harama helala dikkat ediyorsa o kişinin maaşı da yeter, bereketi de olur, iç huzuru da olur.
Tasarruf tedbirlerine uymak için illa da devletimizin genelge mi yayınlaması gerekiyor? Hani bizim medeniyet değerlerimiz vardı. Hani bizim anne babamızdan, okullarda öğretmenlerimizden, çocukluğumuzda hocalarımızdan aldığımız ahlaki değerlerimiz nerede kaldı? Almadık mı yoksa?
Bu yazının hemen hemen yüzde doksanını “Toplum bozuluyormuş, bozulur tabii!” Başlığı altında 14.09.2013 tarihinde kaleme almıştım. Bugünlerde yine uymamız gereken tasarruf tedbirleri var ya, bu yazıyı tekrar gündeme almak zorunda hissettim kendimi. Acaba bu yanlışlar genelgeyle düzelir mi?
Şunu da unutmamak gerekir ki görev süresi içinde gösterdiğimiz olumlu veya olumsuz davranışlar birgün mutlaka açığa çıkıyor. Hiçbir şey gizli kalmıyor! Önemli olan görevde, iş başındayken, emekliliği veya ölümü düşünerek dürüst hareket etmek daha doğru olur diye düşünüyorum! Ne dersiniz? Hoşçakalın..
.
|
||||||||||
|